Son zamanlarda çokça duyduğumuz ifadelerden biri “Güvenli Sürüş”. Herkes kaza yapmadığı sürece güvenli sürdüğünü düşünür. Acaba bu doğru yaklaşım noktası mı? Şu cümleyi hiç kurdunuz mu: “Merak etme bluetooth üzerinden konuşuyorum”. Eğer böyle bir cümleyi kurduysanız, güvenli sürüşü başka bir yolculuğa bırakmışsınız demektir.
Intercity Akademi Güvenli Sürüş Eğitmeni Ali Burçin Titizel bizler için yazdı...
A noktasından – kendimizi, yolcumuzu ya da yolcularımızı, yükümüzü ve aracımızı – B noktasına salimen taşıyabilirsek; güvenli sürüş sergilemiş olmuyoruz maalesef. Az önceki tanımı gelin güvenli sürüş için değiştirelim: A noktasından – kendimizi, yolcumuzu ya da yolcularımızı, yükümüzü ve aracımızı – B noktasına salimen ve tüm trafik kurallarına uyarak taşıyabiliyorsak “güvenli sürüş” sergilemiş sayılabiliriz. Farkındaysanız hala daha sayılabiliriz demekteyim.
İşte tam bu noktada güvenli sürüş kavramının nerede başlayamadığına ya da hangi noktada bittiğine varıyoruz.
Örnek olarak; sabah bir toplantıya katılmak üzere hazırlanırken on beş dakika kaybettiğinizi düşünelim. Eğer, sorun değil bu farkı yolda kaparım diye düşündüyseniz; güvenli sürüşü daha aracınıza binmeden bitirdiniz. Ya da her gün kullandığınız rotada trafik işaretlerini kontrol etmiyor, ezbere yol alıyorsanız da aynı durumdasınız.
Kullandığınız araçlar son teknoloji aktif ve pasif güvenlik tedbirlerine, yüksek çarpışma puanlarına ve bir çok elektronik destek opsiyonlarına sahip olabilir. Ancak bunlar yeterli değildir. Çünkü “Güvenli Sürüş” bir felsefedir. Bunu bilinçli bir şekilde farkındalıkla yaşamak gerekir. Mesela; hiç araç kullanamayacağınız bir psikolojik ya da fiziksel durumdaysanız, o gün direksiyon başına geçmemek de bir tedbirdir. Yola çıkmadan gideceğiniz rotada yol çalışması var mı diye hiç kontrol ettiniz mi? Sizce hangi yol kesimlerinde buzlanma riski vardır ve hangi saatlerde daha yoğundur?
Şu cümleyi hiç kurdunuz mu: “Aa merak etme bluetooth üzerinden konuşuyorum”. Eğer böyle bir cümleyi kurduysanız, güvenli sürüşü başka bir yolculuğa bırakmışsınız demektir.
Trafik kazaları, hiç beklemediğiniz anda ve tahmininizden çok kısa sürelerde meydana gelir!
Farkındaysanız hiç emniyet kemerinizi takın mutlaka demedim. Çünkü bunu zaten yapmalısınız. Ülkemizde emniyet kemeri kullanım oranı sandığınızdan çok daha düşüktür. Hatta arka koltukta yolculuk edenlere de taktırmalısınız.
Kurallara polis ya da ceza yemek için uyulmaz. Güvende olmak için uyulur.
Güvenli sürüşün neden bu kadar önemli olduğunu daha iyi anlatacak birkaç veriyi de sizlerle paylaşalım:
2021'de 187 bin 524 ölümlü ve yaralanmalı trafik kazası meydana geldi. Kazaların yüzde 88'i sürücü hatası kaynaklı.
Ölümlü trafik kazalarının yüzde 80'i eve 30-35 km uzaklıkta ve 55-60 km/h hızın altında gerçekleşir
Türkiye'de emniyet kemeri takma oranı ortalama yüzde 25 civarlarındadır. Arka koltuklar da bu orana dahil edilmiştir.
Arka koltukta emniyet kemeri takmayanlar yüzde 5 oranında ön koltukta emniyet kemeri takmış halde yol alan kişilerin ölümünden sorumludur.
Sonuç olarak; Intercity Akademi’de Güvenli Sürüş Eğitimlerinde ortaya konan senaryolara, sürüşünüz sırasında yaklaşmıyorsanız ve kurallara uyuyorsanız güvendesiniz diyebiliriz. Ama şunu unutmayın; aklınıza gelmeyen başınıza gelebilir. Çünkü trafik başkalarıyla paylaştığınız bir ortamdır.
Ali Burçin Titizel
Intercity Akademi
Güvenli Sürüş Eğitmeni
Güvenli Sürüş Eğitimi ile ilgili detaylı bilgi için tıklayın.
コメント